Bağcıoğlu, yazılı açıklamasında THK’nın geçmişte başarılarla dolu bir kurum olduğunu ancak son yıllarda sportif havacılık ve yangın söndürme dışında bir faaliyetinin kalmadığını belirtti. THK’nın 2013 yılında kurban derisi toplama konusundaki tekel yetkisinin elinden alındığını ve gelirlerinin kesildiğini kaydeden Bağcıoğlu, “THK uçakları Etimesgut’ta çürümeye terk edilirken yurt dışından uçaklar kiralandı ve çok büyük paralar harcandı” dedi.
Bağcıoğlu, 2019 yılında THK’ya kayyum atandığını ve kayyum heyetinin görevinin süresiz uzatıldığını da hatırlatarak, “Kayyum heyetinin görevinin süresiz uzatılmasında 2 hususun etkili olduğu iddia ediliyor. Bunlardan ilki; havacılık alanında uluslararası sertifika verebilen tek kurumun Türk Hava Kurumu olması iddiası. Bu iddiaya göre esas amaç Türkiye Hava Sporları Federasyonu’na (THSF) THK’nın yetkisini devredebilmek ve THSF’ye sertifika yetkisi kazandırmak. Diğer iddia ise Türkiye sathına yayılmış birçok taşınmazı ve mal varlığı olan THK’nın bu varlıklarına el koyma imkânı elde edilmesi” dedi.
Bağcıoğlu, basında yer alan iddialara göre THK ana binasında görevli bazı personelin sürgün edilerek yerlerine siyasi olarak iktidara yakın isimlerin getirildiğini de öne sürdü.
Bağcıoğlu, “Mevcut durumda; kayyumlarla ve havacılık ile ilgisi olmayan atamalarla THK şekillendirilmeye ve içi boşaltılmaya çalışılıyor” dedi ve şunları ekledi:
“Yönetimler hataya düşebilir, başarısız olabilir. Mevzuat dışında ve gayri hukuki uygulamalar yapan yöneticiler cezalandırılır ve başarılı yönetimlerin tesis edilmesi için süreç mevzuata uygun şekilde ilerler. Ancak Türk Havacılığının gurur kaynağı, Atatürk’ün emaneti THK’nın yıpratılması ve yapısının bozulması Cumhuriyetimizin bu köklü kurumunu yıpratıyor, şahsi menfaat ve hırslar Cumhuriyet değerimiz olan Atatürk’ün emaneti bu kurumun başarısının ve hatta var olmasının önüne geçiyor.”
Bağcıoğlu, THK’nın eski günlerine kavuşturulması ve Atatürk’ün emaneti olarak korunması için gerekli düzenlemelerin yapılmasını talep etti.
Kaynak: