Oda, barışçıl gösterilerin anayasal bir hak olduğunu vurgulayarak, gözaltındaki gençlere yönelik iddia edilen işkence ve kötü muameleyi kınadı.
“İşkence İnsanlık Suçudur”
Yapılan yazılı açıklamada, gözaltındaki gençler arasında hekim ve tıp öğrencilerinin de bulunduğu belirtilerek, “Bu hakkı kullandıkları ve demokratik tepkilerini gösterdikleri için hakaret, kaba dayak ve daha da ötesine giden, bütünü işkence kapsamında değerlendirilebilecek uygulamalara maruz bırakılması kabul edilemez” ifadelerine yer verildi. Oda, güvenlik güçlerinin uyguladığı şiddetin gençlere yönelik işkenceye dönüştüğü yönündeki iddiaları dikkatle takip ettiklerini ve görüntüleri dehşetle izlediklerini belirtti. Açıklamada, “İşkence insanlık suçudur ve Türk Ceza Kanunu’na göre zaman aşımı işlemeyecek şekilde üç yıldan on iki yıla kadar hapis cezasını gerektirir” denildi.
Hekimlere Çağrı: “İstanbul Protokolü’ne Uyun”
İstanbul Tabip Odası, gözaltı muayenelerinde görev alan hekimlere de çağrıda bulunarak, muayenelerin sağlık kurumlarında yapılması gerektiğini ve polis eşliğinde veya kelepçeli muayenenin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Hekimlere, muayenelerde ayrıntılı anamnez alınması, tüm vücudun muayene edilmesi ve bulguların raporlara geçirilmesi gibi uyarılarda bulunuldu. Ayrıca, hekimlik baskı altında yapılamaz denilerek, baskı hissedilmesi durumunda görev yerinin terk edilebileceği belirtildi.
“Belgeleme Sorumluluğundan Kaçmayın”
Oda, hekimlere, insanlık suçunu belgeleme sorumluluğundan kaçmamaları gerektiğini hatırlatarak, “İstanbul Tabip Odası olarak biz hiçbir hekimin yaşanmış bir insanlık suçunu yasak olduğu için değil, hekimlik değerleri gereği belgeleme sorumluluğundan kaçmayacağına dair inancımızın tam olduğunu ifade etmek isteriz” dedi.