Haber Merkezi – Olayın münferit bir skandal olmadığını, “bir ihmal zincirinin ve denetimsizliğin açık kanıtı” olduğunu belirten Nazlıaka, “Kreşler oyun alanı olmalı, travma mekânı değil,” dedi.
Diyarbakır’daki bir kreşte çocukların sert müdahaleyle uyandırılması, akran zorbalığına personelin kayıtsız kalması ve ağlayan çocuklarla alay edilmesi gibi görüntülerin ortaya çıkmasının ardından yazılı bir açıklama yapan Nazlıaka, konunun takipçisi olacaklarını vurguladı.
“Sorumluluğu Birkaç Kişiye Yıkmak, Asıl İhmalkârlığı Örtbas Etmektir”
Nazlıaka, kreş hizmetlerinin özel sektöre devredilmesini ve denetim mekanizmalarının yetersizliğini eleştirerek, yaşananların sistemsel bir sorunun sonucu olduğunu belirtti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın olayın ardından sadece “bir personelin görevden alındığını” açıklamasını yetersiz bulan Nazlıaka, “Bu mesele, sadece bir öğretmenin tutumuyla açıklanamaz. Sorumluluğu birkaç kişiye yıkmak, asıl ihmalkârlığı örtbas etmektir,” ifadelerini kullandı.
Bakanlığa bir dizi soru yönelten Nazlıaka, kreşte daha önce denetim yapılıp yapılmadığını ve ALO 183 Şiddet Hattı’na gelen ihbarların neden etkin şekilde izlenmediğini sordu.
“Kamusal Kreşler Yaygınlaştırılmalı” Çağrısı
Türkiye’de binlerce ailenin güvenilir ve uygun fiyatlı kreş bulamadığı için denetimsiz özel kurumlara yönelmek zorunda kaldığını ifade eden Nazlıaka, çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
Nazlıaka, açıklamasını, “O çocuklar hepimizin çocuklarıdır. Onların gözyaşı hepimizin sorumluluğudur. Bizler, yaşanan bu skandalın takipçisi olacağız ve ailelerin yanında, çocukların savunucusu olmaya devam edeceğiz,” sözleriyle tamamladı.
Subscribe to get the latest posts sent to your email.