Özel, konuşmasında küresel siyasetteki diyalog ihtiyacına vurgu yaparak, otoriter popülist liderlerin demokrasiye yönelik tehdidine dikkat çekti.
“Diyalog ve Dayanışma Dönemi”
Özel, “Bütün siyasi aktörlerin, akımların, siyasi partilerin birbirleriyle diyalog ve dayanışma içerisinde olması gerektiği bir dönemdeyiz” diyerek konuşmasına başladı. CHP’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün modern Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmakla kalmayıp, ülkeyi demokratik seçimlere taşıdığını hatırlattı. Özel, CHP’nin 1920’lerde egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu bir siyaseti temsil ettiğini vurguladı.
Otoriter Popülizme Karşı Demokrasi Mücadelesi
Dünya genelinde otoriter popülist liderlerin yükselişine değinen Özel, bu liderlerin kurumları ve kuralları hedef aldığını belirtti. “Ortak akıl yerine sözde güçlü liderliği ön plana çıkartmaya yönelen bu anlayış tüm dünyaya yayılıyor” diyen Özel, CHP’nin bu anlayışa karşı Türkiye’de demokrasi, hukuk ve adalet mücadelesine liderlik ettiğini ifade etti. Bu mücadelenin, CHP’nin kuruluş ilkeleri ve Avrupa Birliği’nin ortak değerleriyle örtüştüğünü söyledi.
AB Üyeliği Kararlılığı ve Toplumsal Talep
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği konusundaki kararlılıklarını yineleyen Özel, iktidar partisinin çelişkili tutumlarının aksine, CHP’nin bu konudaki istikrarlı duruşunun altını çizdi. “Türkiye’nin, Avrupa’yı tercihi yalnızca tarihsel, siyasal, stratejik bir karar değil bu aynı zamanda toplumsal bir tercihtir” ifadelerini kullanan Özel, Türkiye’nin 200 yıldır yüzünü Batı’ya döndüğünü ve Avrupa kamu düzeninin bir parçası olduğunu belirtti.
Özel, CHP’nin AB ile ilişkilerine verdiği önemi ve bu konudaki kamuoyu desteğinin arttığını vurguladı. “Yapılacak seçimleri AB üyeliği açısından referandum olarak tarif etmemizden sonra yapılan kamuoyu araştırmalarında AB’ye üyelik noktasındaki toplumsal talep istikrarlı olarak artmış ve son ölçümlerde yüzde 66’ya kadar ulaşmıştır” dedi. Genç kesim arasında ise bu oranın yüzde 72’ye ulaştığını söyledi.
“AB, Türkiye’yi Göçmen Deposu Olarak Görmemeli”
Avrupa Birliği’nin Türkiye ile ilişkisini eleştiren Özel, “Ancak o Avrupa Birliği, Türkiye ile ilişkisini göçmen pazarlıklarına hapseden, Türkiye’yi sınırlarının ötesinde bir göçmen deposu olarak gören bir Avrupa Birliği olmamalıdır” şeklinde konuştu. Türkiye’nin sadece göçmenleri tutan ve karşılığında ekonomik yardım bekleyen bir ülke olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayan Özel, Türkiye-AB ilişkilerinin çok boyutlu ve istikrarlı bir demokrasi arayışında olması gerektiğini sözlerine ekledi.