Bakan, iktidarın yargıyı araçsallaştırarak halkın ekonomik tepkisini bastırmaya çalıştığını savundu ve boykotun demokratik bir hak olduğunu vurguladı.
Bakan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, boykotun evrensel bir demokratik hak olduğunu ve hem iç hukukta hem de uluslararası sözleşmelerle güvence altına alındığını belirtti. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’ne atıfta bulunan Bakan, boykot çağrısının bir yurttaşın kendi ekonomik tercihleri yoluyla toplumsal ya da siyasi bir duruş sergilemesi olduğunu ifade etti.
“Devlet, Vatandaşın Parasını Nasıl Harcayacağını Dikte Edemez”
2 Nisan boykotunun sadece bir ekonomik tepki değil, aynı zamanda yurttaşların demokratik tepkisini barışçıl yoldan ortaya koyduğu anayasal bir tutum olduğunu belirten Bakan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturmasının hukuk devleti ilkesine ve temel insan haklarına aykırı olduğunu savundu. Bakan, “Devlet, vatandaşına parasını nasıl harcayacağını dikte edemez. Bu ancak otoriter rejimlerde mümkündür” dedi.
Erdoğan’ın Geçmiş Boykot Çağrılarını Hatırlattı
Bakan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçmişte boykot çağrıları yaptığını hatırlatarak, “Türkiye’de boykot çağrısı yapmak suç değil, haktır. Bu hakkı daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’da kullanmıştır ve kimse Erdoğan’a toplumsal ve ekonomik hayatı hedef alıyorsun dememiştir” ifadelerini kullandı.
“Boykot Hakkını Bastırmak, Korku Rejiminin Ta Kendisidir”
İktidarın boykot hakkını yargı yoluyla bastırmak istemesinin, tüketim gücünün muhalefette olduğunun ve atılan adımın etkili olduğunu gösterdiğini savunan Bakan, “Boykot hukuk devletinde suç değildir. Boykottan suç ve suçlu çıkarmak, korku rejiminin ta kendisidir” dedi.