Dervişoğlu, Türkiye ekonomisinin kötü yönetildiğini, devlet kurumlarına olan güvenin kaybolduğunu ve kadınların yeterince korunmadığını savundu.
Konuşmasına sanatçı Edip Akbayram’a rahmet dileyerek başlayan Dervişoğlu, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine değinerek, “Devlete olan güvenin kaybolduğunu” iddia etti. Ekonomiye yönelik güven endeksinin 100 puanın altında olmasının ekonomiye güvenin olmadığını gösterdiğini belirten Dervişoğlu, TÜİK verilerine göre Ocak 2025’te bu endeksin 99,2 olduğunu aktardı.
Merkez Bankası’nın enflasyon hedefini yükseltmesine rağmen reel sektör ve hane halklarının enflasyon beklentilerinin çok daha yüksek olduğunu vurgulayan Dervişoğlu, “Aynı ülkede yaşıyoruz ancak aynı ülkeyi yaşamıyoruz” şeklinde konuştu. Dervişoğlu, 2024 yılı büyüme rakamlarının da potansiyelin altında kaldığını ve hükümetin bu rakamları “şaha kalkış” olarak sunmasının gerçekleri yansıtmadığını belirtti.
İşçi ve emekçilerin durumuna da değinen Dervişoğlu, grev ertelemeleri yoluyla işçilerin hak arama özgürlüğünün fiilen ortadan kaldırıldığını öne sürdü.
Hükümetin kadın politikalarını da eleştiren Dervişoğlu, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının ardından kadın cinayetlerinin arttığını savundu. 2024’te 394, 2025’in ilk ayında ise 33 kadın cinayeti işlendiğini iddia eden Dervişoğlu, kadınların işsizlik, mobbing ve ekonomik şiddetle de hayattan koparıldığını söyledi. Kadınların istihdam oranının Türkiye’de dünya ortalamasının altında olduğunu, işsiz kadın sayısının yüksek olduğunu ve kadınların erkeklerden daha az maaş aldığını belirten Dervişoğlu, çocuk yaşta evliliklerin ve kız çocuklarının eğitimden uzaklaştırılmasının da toplumsal bir trajedi olduğunu vurguladı.
Dervişoğlu, kadınları şiddetten korumak ve onlara eşit fırsatlar sunmak için reform çağrısında bulunarak, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı ve kadınların hayatlarını iyileştirecek somut adımlar atılması gerektiğini ifade etti.
Konuşmasında terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın çağrısına da değinen Dervişoğlu, bu çağrının Türk milletinin gururunu ve şehitlerin mücadelesini çiğnemek anlamına geldiğini savundu. Dervişoğlu, bu çağrının ve beraberindeki fotoğrafların, hükümetin daha büyük tavizler vermeye hazırlandığının bir işareti olduğunu iddia etti. Ana muhalefet partisini de eleştiren Dervişoğlu, terörle mücadele ile teröre teslim olmanın aynı şey olmadığını vurguladı.
Toplantı sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Dervişoğlu, DEM Parti’den randevu talebi gelmesi halinde değerlendireceklerini ve İmralı’dan gelen çağrıya inanmanın mümkün olmadığını söyledi.