İmamoğlu, konuşmasında Türkiye’nin Avrupa Birliği ile işbirliğinin önemine vurgu yaparak, “Türkiye’nin, Avrupa Birliği ile birlikte güçlü bir tarih yazacağına ve dünyada önemli bir konuma erişeceğine olan inancım tamdır,” dedi.
Afet anlarında siyasetin geri planda kalması gerektiğini savunan İmamoğlu, kriz yönetiminde uzmanların ön planda olması gerektiğini belirtti. “Afet anları, siyasi menfaat elde etme ortamları değil, toplumların en fazla yardıma ihtiyaç duyduğu zamanlardır. Bu yüzden siyaset ve siyasi kimlikler geri çekilmeli, iş uzmanlara bırakılmalıdır,” ifadelerini kullandı.
İmamoğlu, AB ve Türkiye arasındaki işbirliğinin yalnızca afet yönetimiyle sınırlı kalmaması gerektiğini, dış politika, ekonomi, çevre ve savunma gibi birçok alanda geliştirilmesi gerektiğini savundu. “Dünyanın içinden geçtiği bu çok krizli dönemde, demokrasiyi savunanların otoriter yaklaşımlar karşısında güçlü bir dayanışma içinde ve kararlı olması gerektiğine inanıyorum,” şeklinde konuştu.
6 Şubat depremleri sonrası AB’nin Türkiye’ye verdiği desteğe teşekkür eden İmamoğlu, 21 AB üyesi ve 4 katılımcı ülkenin hızlıca harekete geçtiğini ve AB Dayanışma Fonu’ndan sağlanan destekle sağlık, eğitim ve altyapı projelerinin hayata geçirildiğini hatırlattı. İmamoğlu, bu dayanışmanın barış ortamında da güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
İstanbul’un afet risklerine karşı İBB olarak aldıkları önlemleri de sıralayan İmamoğlu, Deprem Seferberlik Planı kapsamında 35 bin binanın hızlı taramadan geçirildiğini, riskli yapıların yıkıldığını, riskli binalarda yaşayanlara taşınma ve kira desteği sağlandığını, İstanbul Güçleniyor Projesi ile 1.200’den fazla okul ve hastane binasının depreme dayanıklı hale getirildiğini, 500’den fazla acil toplanma alanı oluşturulduğunu ve 300 binden fazla kişiye afet farkındalık eğitimi verildiğini belirtti. Ayrıca, taşkınlara karşı 54,5 km dere ıslahı yapıldığını ve 130 kronikleşmiş taşkın sorununun çözüldüğünü, afet sonrası psikososyal destek ekipleri ve mobil sağlık üniteleri kurulduğunu da ekledi.
İstanbul gibi büyük bir metropolde afet yönetiminde etkili bir iletişim ağının önemine değinen İmamoğlu, AFAD, İstanbul Valiliği ve ilgili kurumlarla güçlü bir koordinasyon oluşturulması gerektiğini vurguladı. “İstanbul’un afet yönetimi sadece kriz anına odaklanmamalı, toplum bilinçlendirilerek 20 milyon insanın aktif katılımı sağlanmalıdır,” dedi.
İmamoğlu, konuşmasının sonunda, “Afet Risk Yönetiminde Sivil Toplumun Kapasitesinin Desteklenmesi Programı”nın Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki işbirliğini güçlendireceğine olan inancını yineleyerek, “Demokrasi ve özgürlükler temelinde Avrupa ile ortak bir gelecek inşa etmeliyiz,” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.