Taşcıer, yaptığı yazılı açıklamada, “Türkiye’de yaşanan boykot dalgası; bir alışveriş tercihi, bir sosyal medya kampanyası ya da ‘küçük bir azınlığın ekonomik sapması’ değildir. Bu tepki, 19 Mart’ta gerçekleştirilen açık bir sivil darbe girişiminin, yargının siyasallaştırılmasının, milli iradenin gasp edilmesinin ardından halkın sinesinden yükselen haklı ve meşru bir demokratik eylemdir” ifadelerini kullandı.
“Bu Boykot, Hukuksuzluğa Karşı Halkın Ekonomik Direnişidir”
Taşcıer, iktidarın yargıyı araçsallaştırarak halkın ekonomik tepkisini bastırmaya çalıştığını savundu. “Siyasi kumpaslarla İstanbul halkının iradesine pusu kuranlar, bugün halkın ekonomik gücünü kullanarak verdiği demokratik tepkiyi faşizan bir refleksle bastırmaya çalışıyor. Ticaret Bakanı kanal kanal dolaşıp, vatandaşın demokratik tercihine, ‘ekonomiye zarar’ diyerek tepki gösteriyor” dedi.
“İktidar Kendi Yarattığı Krizden Toplumu Suçlayarak Çıkamaz”
AKP iktidarının 23 yıl boyunca yarattığı her siyasi ve ekonomik krizi mağdur edebiyatıyla perdelemeye çalıştığını söyleyen Taşcıer, “Oysa gerçek şudur: Türkiye’de bugün yaşanan kriz, bir vesayet ya da dış müdahale kaynaklı değildir. Doğrudan Saray rejiminin kendi elleriyle yarattığı siyasi ve ahlaki çöküşe halkın gösterdiği haklı tepkiden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle ‘azgın azınlık’ ifadesi, halkın zekâsına hakarettir” dedi.
“Halk Neye Tahammül Etmeyeceğini İyi Bilir!”
CHP olarak adalet talebiyle boykot yapan halkın yanında olduklarını belirten Taşcıer, “Hiç kimse unutmasın: Bu halk neyi tüketeceğini bilir ama neye tahammül etmeyeceğini çok daha iyi bilir. Bugün artık bir ‘tüketici direnişi’ değil, bir ‘demokrasi mücadelesi’ yaşanmaktadır. Halk, ekonomik tercihleriyle siyasete yön vermektedir. Bu haklı, meşru ve barışçıl mücadelede bize düşen; haklı taleplere ‘azgınlık’ diyenler karşısında bu direnci örgütlemek ve bu karanlığı birlikte aşmaktır” ifadelerini kullandı.