Adem, bu kararın Mersin ve Adana gibi narenciye üretim merkezlerindeki on binlerce üreticiyi kaderiyle baş başa bıraktığını ve depolardaki yüzbinlerce ton limonun çürüme riski taşıdığını belirtti.
Yaptığı yazılı açıklamada Adem, kararın muhtemelen don endişesiyle panikle alındığını ancak bunun büyük bir plansızlık olduğunu savundu. Depolarda resmi olarak 310 bin ton, küçük üreticilerin depolarındakilerle birlikte ise 400 bin tondan fazla limon bulunduğunu ifade eden Adem, Türkiye’nin aylık tüketiminin en fazla 30-35 bin ton olduğunu ve Eylül ayına kadar iç piyasada ancak 120 bin ton civarında limonun tüketilebileceğini hesapladı. Adem, “Geriye kalan 280 bin ton limon ne olacak? Bu limonlar çürüsün diye mi bekliyor? Bu mudur planlama, bu mudur yöneticilik?” diye sordu.
“2020’deki Hata Tekrarlanıyor”
2020 yılında uygulanan benzer bir yasağın sektöre büyük zarar verdiğini, satılamayan limonların çürüdüğünü, çiftçilerin iflas ettiğini ve ülkenin döviz kaybettiğini hatırlatan Erhan Adem, “O zaman da uyardık: Yasak çözüm değil, sorunu büyütür. Şimdi aynı filmi yeniden izliyoruz,” dedi.
“Karar Küçük Üretici İçin İflas Fermanı”
Depolardaki limonun yüzde 70’inin küçük üreticilere ait olduğuna dikkat çeken Adem, zaten artan gübre, ilaç, enerji ve işçilik maliyetleri altında ezilen çiftçi için bu kararın bir “iflas fermanı” olduğunu söyledi. Yasağın sadece üreticiyi değil, tüccarı, ihracatçıyı, tarım işçilerini ve mevsimlik çalışanları da olumsuz etkileyeceğini, kararın ekonomik olduğu kadar toplumsal maliyetlerinin de olacağını vurguladı.
“İthalat Kapısı Açılabilir” Uyarısı ve Çağrı
Adem, kendi çiftçisinin ürününü depoda çürümeye terk eden bir anlayışın ileride limon ithalatına yönelebileceği uyarısında bulunarak, bunun Türkiye’yi tarımda dışa bağımlı hale getireceğini belirtti. Açıklamasında şu çağrıyı yaptı:
“Buradan açık çağrımızdır: Bakanlığın bu kararı derhal geri çekilmelidir. Üreticiyi, ihracatçıyı, tarımın tüm paydaşlarını dinlemelidir. Planlama yapılacaksa çiftçiyle birlikte yapılmalı, krizler masada çözülmelidir. Tarım günübirlik kararlarla değil, stratejiyle yönetilir.”
Adem, “Bu ülkede toprağa emek veren insanların alnının teri ziyan edilemez. Üretici sabrının sonuna gelmiştir. Şimdi değilse ne zaman bu sese kulak vereceksiniz?” diyerek sözlerini noktaladı.