Başarır, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nı “organize işler peşinde” olmakla suçlayarak, cezaevindeki bazı tutukluların İmamoğlu ve CHP aleyhine ifade vermeleri için baskı gördüğünü iddia etti.
Başarır, Silivri’deki yargılama görüntülerinin Balyoz, Kumpas, Yassıada gibi geçmişteki olumsuz yargı süreçlerini hatırlattığını belirterek, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bir senaryo dahilinde hareket ettiğini öne sürdü.
“Tutukluluğa İtirazları 10 Gün Keyfi Beklettiler”
Başarır, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyon sonrası tutuklanan kişilerin avukatlarının yaptığı itirazların, Başsavcılık tarafından yasal 3 günlük süreye aykırı olarak 10 gün keyfi şekilde bekletildiğini iddia etti. Tüm dosyaların aynı anda mahkemeye gönderilmesiyle itirazların tek bir mahkemeye (50. Asliye Ceza) düştüğünü belirten Başarır, bunu “organize işlerin başlangıcı” olarak nitelendirdi.
“İftiraya Zorlama İddiası”
Başarır, daha çarpıcı bir iddiayı gündeme getirerek, cezaevindeki bazı tutuklulara baskı yapıldığını savundu. Beşiktaş Belediyesi operasyonunda tutuklanan ve örgüt lideri olduğu iddia edilen Ali İhsan Aktaş ile Flash TV’yi satın aldıktan sonra kara para aklamadan tutuklanan Erkan Kork’un isimlerini veren Başarır, bu kişilere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “İBB ve partimizin kurultayı hakkında aleyhte beyanda bulunursan tahliye olursun” veya “Ekrem İmamoğlu hakkında ifade verirsen, onu suçlarsan işlerin iyi olur” şeklinde telkinlerde bulunulduğunu iddia etti. Başarır, “Buradan Türkiye’ye sesleniyorum: Cezaevinde tutuklanan insanlar savunmaya değil iftiraya zorlanıyor” dedi. Bu bilgilerin duyum değil, doğrudan ilgili tarafların beyanları olduğunu da ekledi.
Balyoz-Ergenekon Benzetmesi ve Uyarı
Yaşananları Balyoz-Ergenekon dönemi senaryolarına benzeten Başarır, “Failler ve oyuncular farklı” dedi. Başarır, eğer adı geçen kişilerin ileride İmamoğlu veya CHP aleyhine ifade vermesi durumunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın bu suçlara ortak olacağını belirtti.
Başarır, Silivri’deki yargılama görüntülerini 86 milyonun vicdanına bıraktıklarını ifade ederek, herkesi bu “kumpasa ve organize işlere karşı dimdik ayakta durmaya” çağırdı.