Türk milleti geçmişte olduğu gibi bugün de gerektiğinde milli güvenliğimiz için her türlü fedakârlığı yapar ama devletin sağlayacağı birçok kaynak, tasarruf edeceği birçok alan varken buna ihtiyaç var mıdır, düşünülmelidir. Savunma sanayinde yapılan hataların bedeli, zaten zorlu ekonomik şartlarla boğuşan vatandaşa ödetilmemeli, milli bütçeden gerekli kaynaklar tahsis edilmelidir” dedi.
Bağcıoğlu, AK Parti tarafından TBMM’ye sunulan “Savunma Sanayii ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ne ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, şunları kaydetti:
“Bölgemizde yaşanan gelişmeler göz önüne alındığında güçlü bir savunma sanayine sahip olunması önemli ve milli bir gerekliliktir, buna kimsenin itirazı olamaz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, gerekirse diğer harcamalardan yapılacak tasarrufla, bütçeden ayrılacak kaynakla savunma sanayini desteklemeye muktedirdir. Türk milleti geçmişte olduğu gibi bugün de gerektiğinde milli güvenliğimiz için her türlü fedakârlığı yapar ama devletin sağlayacağı birçok kaynak, tasarruf edeceği birçok alan varken buna ihtiyaç var mıdır, düşünülmelidir. Savunma sanayinin yönetiminde şu ana kadar yapılan yanlış uygulamaların bedelini halkımıza ödetmemek gerekmektedir.
BU VERGİLER YALNIZ EKONOMİDEKİ GİDİŞİN YANSIMASI DEĞİL, SAVUNMA SANAYİNDEKİ YANLIŞ YÖNETİMİN İTİRAFIDIR
Türkiye seri üretim altyapısını hala tamamlayamadığı, ihracatı liyakat sahibi olmayan kişilere emanet ettiği için tüm dünyanın savaş ekonomisine girdiği ve ihracat rakamlarının dünya çapında hızla arttığı bu dönemde, ‘İhracatımız geçen yıldan daha yüksek’ gibi muğlak ifadelerle ayakta tutulmaya ve ihracat yapılmadığı için doğan boşluğu bu tür vergilerle doldurmaya çalışmaktadır. Bu vergiler yalnız ekonomideki gidişin yansıması değil, savunma sanayindeki yanlış yönetimin itirafıdır.
SAVUNMA SANAYİNDE YAPILAN HATALARIN BEDELİ, ZATEN ZORLU EKONOMİK ŞARTLARLA BOĞUŞAN VATANDAŞA ÖDETİLMEMELİDİR
Savunma sanayinde geçmiş dönemde, milli hava savunma sistemlerinin geliştirilmesine ayrılabilecek kaynağın S400’e tahsis edilmesi; maruz kaldığımız yaptırımlar nedeniyle ciddi maddi kayıplara uğramamız; F35 projesinden çıkarılmamız, Kaan Milli Muharip Uçak projesine değişik nedenlerle geç başlanması; proje öncelikle dirilmesinde ve kaynak tahsisinde harekât ihtiyaç makamlarının değil, siyasi saiklerin ön plana çıkması nedeniyle yaşanan kayıplar; 20 yılı aşkın süredir sadece 30 uçak envanterimize dâhil edebilmemiz, şimdi ihtiyacımız olan uçakları yüksek maliyetin yanı sıra egemenliğimizi tehdit eden şartlarla tedarik etme olasılığı; vakıf şirketlerinin verimlilikten uzak ve nepotizm odaklı yönetim anlayışları çerçevesinde TSKGV kaynaklarının etkin kullanılmaması; milli savunma sanayi şirketlerinin TSK’yi bir ARGE kaynağı olarak kullanmaları neticesinde geliştirme maliyetlerinin önemli bir kısmının MSB ve SSB kaynaklarından karşılanması yanlış yönetimin ve bu çerçevede mali kayıpların en bariz örnekleridir. Savunma sanayinde yapılan hataların bedeli, zaten zorlu ekonomik şartlarla boğuşan vatandaşa ödetilmemeli, milli bütçeden gerekli kaynaklar tahsis edilmelidir.”