ANKARA – Bakanlığın şeffaf davranmadığını ve yerinde güçlendirme seçeneğini göz ardı ettiğini belirten Atalar, projenin arkasında “rant” ve “çıkar çatışması” şüpheleri olduğunu vurguladı.
“Bakanın Otel Mimarı, Müze Projesini ‘Ücretsiz’ Hazırlamış”
1964’ten bu yana kentin kültürel belleğinde önemli bir yer tutan, 1988’de “Avrupa Konseyi Yılın Müzesi Özel Ödülü” almış modernist yapının yıkım kararına ilişkin konuşan Atalar, en dikkat çekici eleştirisini projenin mimarı üzerinden yaptı. 2,5 milyar TL bütçeli yeni müze projesini hazırlayan mimarlık ofisinin, aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un otel zincirlerinin de tasarımcısı olduğunu belirten Atalar, şu çarpıcı soruları yöneltti:
“Bu sözde ‘yenileme’ projesinin mimarı, Bakan Mehmet Nuri Ersoy’un işlettiği otel zincirlerinin mimarı ile aynıdır ve sözde ‘ücretsiz’ hazırlandığı ifade edilmektedir. Bedelini kültürel hafızamızın ödeyeceği bir çıkar çatışmasıyla karşı karşıyayız. Soru açık ve nettir: Bu bina gerçekten güçlendirilemeyecek kadar riskli midir, yoksa asıl ‘risk’ bakanın rant hesabının bozulması mıdır?”
“Yıkım Değil, Güçlendirme Mümkün”
Bakanlığın kamuoyundan sakladığı 2020 tarihli deprem raporunu gerekçe göstererek yıkım kararı aldığını söyleyen Atalar, günümüz deprem mühendisliği olanaklarıyla binanın yerinde güçlendirilmesinin mümkün olduğunu savundu. Atalar, “Deprem mühendisliği bu denli ilerlemişken yıkım dayatmak, binayı değil sahil şeridini ‘kurtarma’ gayretidir. Biz bu hafızayı zengin turistlerin otel konforuna feda etmeyeceğiz” dedi.
“Tüm Belgeleri Derhâl Açıklayın”
CHP’li Atalar, itiraz süreçleri tamamlanmadan 5 Haziran’da yıkım ve taşıma ihalesinin sonuçlandırıldığını ve 16 Temmuz itibarıyla müzenin kapısına kilit vurulacağının duyurulduğunu hatırlatarak, Bakanlığa şu çağrılarda bulundu:
“Deprem raporunu, ihale belgelerini, maliyet kalemlerini derhâl açıklayın. Yerinde güçlendirme mümkündür; bağımsız bir bilim kurulu bir ayda fizibiliteyi ortaya koyar. Aksi takdirde, Cumhuriyet’in en kıymetli miraslarından birini buldozere teslim eden her imzanın karşısında olacağız. Eserlerin Antalya dışına taşınması, müze arsasına otel ya da residence fonksiyonu eklenmesi ihtimali, tarih bilincimize vurulacak en ağır darbelerden biridir.”
Atalar, CHP olarak bu “buldozer projesinin” her adımını takip edeceklerini ve deprem bahanesiyle “kültür kıyımı” yapılmasına izin vermeyeceklerini sözlerine ekledi.